SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU’L-FİTEN

<< 4018 >>

22- (GÜNAHLARIN ÇEŞİTLİ) CEZALARI BABI

 

حدّثنا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللهِ بْنِ نُمَيْرٍ، وَعَلِيُّ بْنُ مُحَمَّدٍ، قَالاَ : حدّثنا أَبُو مَعَاوِيَةَ، عَنْ بُرَيْد بْنِ أَبِي بُرْدَةَ، عَنْ أَبِي بُرْدَةَ، عَنْ أَبِي مُوسى؛ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللهِ صلى الله عليه وسلم:  ((إِنَّ اللهَ يُمْليِ للِظَّالِمِ. فَإِذَا أَخَذَهُ، لَمْ يُفْلِتْهُ)) ثُمَّ قَرَأَ ((11/ 102)) وَكَذلِكَ أَخْذُ رَبِّكَ إِذَا أَخَذَ الْقُرَى وَهِيَ ظَالِمَةٌ.

 

Ebu Musa (el-Eş'ari) (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): Muhakkak Allah zalim'e bir süre mühlet verir (derhal cezalandirmaz). Sonra onu yakalayınca Artık bir daha salivermez, buyurdu ve bunun arkasinda: 

 

وَكَذلِكَ أَخْذُ رَبِّكَ إِذَا أَخَذَ الْقُرَى وَهِيَ ‘’ Ve İşte Rabbin, zalim memleketleri cezalandırdığı zaman böyle cezalandırır. Çünkü O'nun cezası çok acı, çok çetindir.’’ (Hud 102) ayetini okudu.

 

 

Diğer tahric: Bu hadisi; Buhari, Müslim, Tirmizi ve Nesai de rivayet etmişlerdir.

 

AÇIKLAMA: Hadiste, anılan ayette azaba çarptırıldıkları bildirilen geçmiş ümmetler, ayetin bulunduğu Hud. suresinde bahisleri geçen Nuh, Hud, Salih İbrahim, Lut. Şuayb ve Musa (Aleyhimu's-selam)'ın Nebi olarak gönderildikleri kavimlerdir ki; bunların her biri bir felaketle helak oldular.

 

Hadisteki zulümden maksad Allah'a ortak koşmak, inkar ve küfür ise; bu suça karşı verilen ceza ebedi azab manasınadır. Şayet zulümden maksad genel anlamda haksızlık ise, yani hem küfür hem de diğer haksızlıkların tümü kastedilmiş ise her zulüm cezası o zulüm derecesine göre verilir.