22- (GÜNAHLARIN
ÇEŞİTLİ) CEZALARI BABI
حدّثنا
مُحَمَّدُ
بْنُ عَبْدِ
اللهِ بْنِ نُمَيْرٍ،
وَعَلِيُّ
بْنُ
مُحَمَّدٍ،
قَالاَ :
حدّثنا أَبُو
مَعَاوِيَةَ،
عَنْ بُرَيْد
بْنِ أَبِي
بُرْدَةَ،
عَنْ أَبِي
بُرْدَةَ،
عَنْ أَبِي
مُوسى؛ قَالَ:
قَالَ رَسُولُ
اللهِ صلى
الله عليه
وسلم: ((إِنَّ
اللهَ
يُمْليِ
للِظَّالِمِ.
فَإِذَا
أَخَذَهُ،
لَمْ
يُفْلِتْهُ))
ثُمَّ قَرَأَ
((11/ 102))
وَكَذلِكَ
أَخْذُ
رَبِّكَ
إِذَا أَخَذَ
الْقُرَى
وَهِيَ ظَالِمَةٌ.
Ebu Musa
(el-Eş'ari) (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi
ve Sellem): Muhakkak Allah zalim'e bir süre mühlet verir (derhal
cezalandirmaz). Sonra onu yakalayınca Artık bir daha salivermez, buyurdu ve
bunun arkasinda:
وَكَذلِكَ
أَخْذُ
رَبِّكَ
إِذَا أَخَذَ
الْقُرَى وَهِيَ ‘’ Ve
İşte Rabbin, zalim memleketleri cezalandırdığı zaman böyle cezalandırır. Çünkü
O'nun cezası çok acı, çok çetindir.’’ (Hud 102) ayetini okudu.
Diğer tahric:
Bu hadisi; Buhari, Müslim, Tirmizi ve Nesai de rivayet etmişlerdir.
AÇIKLAMA: Hadiste, anılan ayette azaba çarptırıldıkları
bildirilen geçmiş ümmetler, ayetin bulunduğu Hud. suresinde bahisleri geçen
Nuh, Hud, Salih İbrahim, Lut. Şuayb ve Musa (Aleyhimu's-selam)'ın Nebi olarak
gönderildikleri kavimlerdir ki; bunların her biri bir felaketle helak oldular.
Hadisteki
zulümden maksad Allah'a ortak koşmak, inkar ve küfür ise; bu suça karşı verilen
ceza ebedi azab manasınadır. Şayet zulümden maksad genel anlamda haksızlık ise,
yani hem küfür hem de diğer haksızlıkların tümü kastedilmiş ise her zulüm
cezası o zulüm derecesine göre verilir.